Dağ nedir? Dağ anlamı ne demek?
Dağ kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Dağ hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Dağ
Anlamlar:
1. Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hâkim ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümü
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
İçinde Dağ geçen birleşik ve kökteş kelimeler: dağ adamı, dağ alası, dağ anası, dağ armudu, dağ aslanı, dağ ayısı, dağbaşı, dağ başı, dağ bayır, dağ bilimi, dağ birliği, dağ çamı, dağ çayı, dağ çayırı, dağ çileği, dağ dalak otu, dağ elması, dağ eriği, dağ eteği, dağ evi, dağ gölü, dağ havası, dağ iklimi, dağ isketesi, dağ ispinozu, dağ kavağı, dağ keçisi, dağ kestanesi, dağ kırlangıcı, dağ kolu, dağ köyü, dağ lalesi, dağ merası, dağ nanesi, dağ oluşu, dağ otlağı, dağ reyhanı, dağ serçesi, dağ servisi, dağ sıçanı, dağ taş, dağ tavuğu, dağ topu, dağdan inme, dağlar anası, sıradağ, yanardağ, buz dağı, Hüt Dağı, Kafdağı
2. Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
3. İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümüne kızgın bir araçla yapılan yanık
4. Büyük üzüntü, acı
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
İçinde Dağ geçen birleşik ve kökteş kelimeler: gözdağı
Dağ hakkında eş anlamlı kelimeler
Dağ eş anlamlısı
dağ kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : nişan, acı
Dağ hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Dağ zıt anlamlısı
Dağ kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Dağ ile ilgili 6 örnek cümle
"Dağ" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Dağ" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Bu dağ başında kimse durmaz
2. Dağ gibi oğullarını toprağa verdiler
3. Dağ gibi buğday yığılmıştı
4. Bu harcamaya dağlar dayanmaz
5. Onun acısına dağlar dayanmaz
6. Yüreğimin dağını hiçbir şey gideremez
Diğer dillerde Dağ
İngilizce: Mountain
Spanish: Montaña
German: Berg
French: Montagne
Italian: Montagna
Dağ ile ilgili atasözleri
Aşağıda Dağ hakkında ve içinde Dağ kelimesi geçen, Dağ ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: acıkanın yanağından, susayanın dudağından belli olur
Anlamı: bir insanın ne durumda olduğu yüzünden anlaşılır.
Atasözü: ahlatın iyisini dağda ayılar yer
Anlamı: kendilerine yakışmayan güzel bir şeyi eline geçirenler için kullanılan bir söz.
Atasözü: aksak eşekle yüksek dağa çıkılmaz
Anlamı: eksik aletle sağlıklı iş yapılmaz.
Atasözü: alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır
Anlamı: bilgili kimselerin bulunmadığı yerde cahil kişi bilgiçlik taslar.
Atasözü: Allah dağına göre kar verir
Anlamı: Tanrı herkese dayanabileceği ölçüde sıkıntı verir.
Atasözü: Amasya'nın bardağı, biri olmazsa biri daha
Anlamı: ele geçirilmeyen veya kaçan bir şeye üzülmek boştur çünkü her zaman benzeri sağlanabilir.
Atasözü: ar kadar eri olanın, dağ kadar yeri olur
Anlamı: çalışkan kişileri olan aile ve toplumlar her yerde bol kazanç elde ederler.
Atasözü: arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur
Anlamı: çalışkan kişileri olan aile ve toplumlar her yerde bol kazanç elde ederler.
Atasözü: armudun iyisini (dağda) ayılar yer
Anlamı: kendilerine yakışmayan güzel bir şeyi eline geçirenler için kullanılan bir söz.
Atasözü: bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ (olur)
Anlamı: bakılıp onarılan şeylerden yararlanılır, bakımsız bırakılanlardan bir yarar elde edilemez.
Atasözü: çoban aldı bağa gitti, kurt aldı dağa gitti
Anlamı: malını, varlığını başkaları kullandı, kendisine bir şey kalmadı.
Atasözü: dağ ardında olsun da, yer altında olmasın
Anlamı: yaşasın da uzakta olsun.
Atasözü: dağ başına harman yapma, savurursun yel için; sel önüne değirmen yapma, öğütürsün sel için
Anlamı: yapacağın iyi bir işi, sonunu hesaplamadan yapma.
Atasözü: dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir
Anlamı: dağ başında kışın fırtına eksik olmadığı gibi kişinin yaşamında da yıpratıcı olaylar eksik olmaz.
Atasözü: dağ başından duman eksik olmaz
Anlamı: büyük adamların, büyük iş yapanların her zaman üzüntüleri, sıkıntıları vardır.
Atasözü: dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz
Anlamı: aynı evde oturan iki aile arasında er geç birtakım anlaşmazlıklar çıkar.
Atasözü: dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur
Anlamı: ne kadar uzak düşmüş olurlarsa olsunlar, insanlar günün birinde birbirleriyle karşılaşabilirler.
Atasözü: dağ doğura doğura bir fare doğurmuş
Anlamı: büyük şeyler beklenen bir işten önemsiz bir sonuç alındığında söylenen bir söz.
Atasözü: dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar
Anlamı: yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinir.
Atasözü: dağ, ovanın süt anasıdır
Anlamı: ticareti besleyen, üretim kaynaklarıdır.
Dağ ile ilgili deyimler
Aşağıda Dağ hakkında ve içinde Dağ kelimesi geçen, Dağ ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: adalet dağıtmak
Anlamı: kanunların saydığı hakları sahiplerine vermek.
Deyim: ağızda dağılmak
Anlamı: genellikle hamur işi, iyi pişmiş ve lezzetli olmak.
Deyim: ağzını burnunu dağıtmak (kırmak, parçalamak)
Anlamı: aşırı bir biçimde döverek perişan duruma getirmek.
Deyim: aklı dağılmak
Anlamı: düşünceyi belli bir konu, sorun üzerinde toplayamamak.
Deyim: alçacık dağları ben yarattım demek
Anlamı: çok kurumlu olmak, kendini çok beğenmek.
Deyim: aralarında dağlar kadar fark olmak
Anlamı: aralarında her yönden büyük ayrılıklar bulunmak, benzer nitelikler çok az olmak.
Deyim: bardağı taşıran damla
Anlamı: sabır tüketen aşırı davranış veya durum: 'Son tartışmamızın bardağı taşıran damla olduğu belli oluyordu.' -E. Bener.
Deyim: bardağı taşırmak
Anlamı: sabrını tüketmek: Son davranışı bardağı taşırmaya yetti.
Deyim: beynini dağıtmak
Anlamı: öldürmek.
Deyim: bir dudağı yerde bir dudağı gökte
Anlamı: masallardaki dev gibi korkunç ve çirkin.
Deyim: (birine) gözdağı vermek
Anlamı: sonradan verilecek bir ceza ile korkutmak, yıldırmak, tehdit etmek, caydırmaya çalışmak: 'Sarhoş ağabeyi, parası pulu ile gözdağı vermeye kalktı onlara.' -N. Cumalı.
Deyim: burnu Kafdağı'na çıkmak (varmak)
Anlamı: kibirlenmek, şımarmak, burnu büyümek: 'Nikâh ettirir ettirmez kadının burnu Kafdağı'na çıkmış.' -S. M. Alus.
Deyim: burnu Kafdağı'nda (olmak)
Anlamı: çok kibirli (olmak): 'Çeltikçiler, o burunları Kafdağı'nda çeltikçiler çarşıya düşmüşler, önlerine gelene dert yanıyorlar.' -Y. Kemal.
Deyim: çenesini dağıtmak
Anlamı: iyice dövmek.
Deyim: çil yavrusu gibi dağılmak
Anlamı: toplu olarak bulunan insanların her biri bir yana dağılmak: 'Çocuklar çil yavrusu gibi dağıldılar, biz de baştaki boş çadıra gittik.' -O. C. Kaygılı.
Deyim: dağ (dağlar) gibi (kadar)
Anlamı: 1) çok büyük, çok iri, çok güçlü: 'Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden / Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin' -F. N. Çamlıbel. 2) pek çok: 'Önüne bırakılmış dosyalar dağ gibiydi.' -A. Kulin.
Deyim: dağ (dağları) devirmek
Anlamı: çok zor işleri başarmak.
Deyim: dağa çıkmak
Anlamı: 1) eşkıyalık etmek; 2) hükûmete karşı gelmek için dağlara çekilmek.
Deyim: dağa kaldırmak
Anlamı: birini, herhangi bir amaçla, zorla dağa veya ıssız bir yere götürüp orada tutmak: 'Yalnız Efe'den kimsenin şikâyeti yokmuş. Ne kimseyi dağa kaldırırmış ne de fidye istermiş.' -Ö. Seyfettin.
Deyim: dağarcığına atmak
Anlamı: bir bilgiyi eski bilgilerine katmak, zihnine yerleştirmek.