Bet nedir? Türkçe anlamı ne demek?
Bet kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Bet hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Bet
Anlamlar:
1. Beniz kelimesi ile birlikte, `yüz rengi` anlamında ikileme oluşturan bir söz
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
2. Bereket kelimesi ile birlikte `bolluk` anlamında ikileme oluşturan bir söz
Örnek: "Ucuzluklarına hayret ettiğimiz her çeşit satıcılar, o bet bereket nereye kaybolmuş?"
Bet hakkında eş anlamlı kelimeler
Bet eş anlamlısı
bet kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Bet hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Bet zıt anlamlısı
Bet kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Bet
İngilizce: Bet
Spanish: Apostar
German: Wette
French: Pari
Italian: Scommessa
Bet ile ilgili atasözleri
Aşağıda Bet hakkında ve içinde Bet kelimesi geçen, Bet ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: acıkmış kudurmuştan beterdir
Anlamı: uzun süre bir nesnenin yokluğunu çeken kimse, onu gördüğünde büyük bir istekle ona saldırır.
Atasözü: alışmış kudurmuştan beterdir
Anlamı: alışılan bir şeyden kolayca vazgeçilmez.
Atasözü: azmış kudurmuştan beterdir
Anlamı: coşkun ve heyecana kapılmış kimseyi zapt etmek zordur.
Atasözü: beterin beteri var
Anlamı: çok kötü bir duruma düşen kimse, bundan daha kötü durumların da bulunduğunu düşünerek avunmalıdır.
Atasözü: bin nasihatten bir musibet yeğdir
Anlamı: yaşanan olaylar, öğütlerden çok daha etkilidir.
Atasözü: değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan
Anlamı: karı koca gibi, iş ortağı gibi birlikte yaşayacak, birlikte iş görecek kimseler arasında karşılıklı sevgi bulunmalıdır.
Atasözü: değirmene gelen nöbet bekler
Anlamı: bir şeyden birçok kimse yararlanacaksa herkes geliş sırasıyla işini görmek üzere beklemelidir.
Atasözü: eskiye rağbet (itibar) olsaydı bitpazarına nur yağardı
Anlamı: her şeyin yenisi sevilir.
Atasözü: iki testi tokuşunca biri elbet kırılır
Anlamı: kavgaya tutuşan iki kişiden biri elbette yenilir ve zarara uğrar.
Atasözü: kapı arkası bile gurbet
Anlamı: bir insan evinden pek uzağa gitmese bile evden ayrıldıktan sonra kendini gurbete çıkmış gibi hisseder.
Atasözü: kurdun oğlu akıbet kurt olur
Anlamı: kişi sonunda kendi karakterini, aslını, düşüncesini atalarına benzer biçimde ortaya koyar.
Atasözü: maksat muhabbet olsun
Anlamı: dostların konu kıtlığında bile konuşacak şeyleri vardır.
Atasözü: niyet hayır, akıbet hayır (selamet)
Anlamı: her girişilen işin niyeti önemlidir, iyi niyetle girişilen bir işin sonu doğal olarak hayırlı olur.
Atasözü: rağbet güzel ile zenginedir
Anlamı: güzellerle zenginler her zaman itibarlıdırlar.
Atasözü: sorma kişinin aslını, sohbetinden bellidir
Anlamı: bir kişinin nasıl bir insan olduğu konuşmasından belli olur, soyunu sopunu öğrenmeye gerek yoktur.
Atasözü: şüyuu vukuundan beter
Anlamı: bir şeyin dedikodusunun yapılması, onun gerçekleşmesinden daha kötüdür.
Bet ile ilgili deyimler
Aşağıda Bet hakkında ve içinde Bet kelimesi geçen, Bet ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: bahsi kaybetmek
Anlamı: ileri sürülen, savunulan görüşün yanlış olduğu ortaya çıkmak.
Deyim: beti benzi atmak (solmak, uçmak, kül kesilmek, kireç kesilmek)
Anlamı: herhangi bir sebeple kanı çekilip yüzü solmak, korkmak: 'Baksana, beti benzi kül kesildi.' -H. R. Gürpınar. 'Beti benzi atmış görevli, boş boş baktı çocuğun yüzüne ve kafasını salladı donuk bir ifadeyle.' -E. Şafak.
Deyim: beti benzi kalmamak
Anlamı: yüzü sararıp solmak: 'Müşterim bu sesi duyunca arabayı durdurdu. Beti benzi kalmadı. Eli ayağı titremeye başladı.' -H. R. Gürpınar.
Deyim: beti bereketi kalmamak (kaçmak)
Anlamı: azalmak, kıtlaşmak, çabuk tükenmek: Paranın beti bereketi kalmadı.
Deyim: beton gibi
Anlamı: 1) çok sağlam, dayanıklı, sert; 2) güçlü: 'Yere hem tüy gibi hafif hem de beton gibi sağlam basabilmek.' -H. Taner.
Deyim: (birinin, bir şeyin) akıbetine uğramak
Anlamı: birinin içinde bulunduğu kötü duruma benzer bir duruma düşmek: 'Ben Kristof Kolomb'un akıbetine uğramak istemiyorum.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: (birinin) nabzına göre şerbet vermek
Anlamı: birinin hoşuna gidecek, gururunu okşayacak yolda davranmak: 'Başına gelmeyen bela kalmadı. Azıcık nabza göre şerbet versen başına bu dertler gelmezdi.' -A. Boysan.
Deyim: davete icabet etmek
Anlamı: çağrılı olduğu yere gitmek: 'Fakat kâbus içinde bunalmış bir kimse gibi bir türlü bu davete icabet edemez.' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: forsunu yitirmek (kaybetmek)
Anlamı: etkinliğini ve saygınlığını kaybetmek.
Deyim: gaybubet etmek
Anlamı: göz önünde bulunmamak.
Deyim: gözden kaybetmek
Anlamı: görünmemek, ortadan çekilip gitmek: 'Mektepten sonra birbirimizi gözden kaybetmiştik.' -R. N. Güntekin.
Deyim: gurbet çekmek
Anlamı: doğup yaşadığı yerleri özlemek.
Deyim: gurbete çıkmak
Anlamı: doğup yaşanılan yerden uzaklaşmak.
Deyim: gurbete (gurbet ele) düşmek
Anlamı: aile ocağından uzak bir yere gitmek.
Deyim: hızını kaybetmek (yitirmek)
Anlamı: etkisini, geçerliliğini yitirmek, hükmü kalmamak: 'Güneş hızını kaybedince bu yapışkan su donar, yapraklar ellenebilir, toplanabilir duruma gelir.' -N. Cumalı.
Deyim: isabet almak
Anlamı: vurulmak, yaralanmak: Düşman uçağı isabet aldı.
Deyim: isabet oldu
Anlamı: 'yerinde, tam isteğe uygun' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: itidalini kaybetmek
Anlamı: aşırılığa kapılmak, soğukkanlılığını yitirmek.
Deyim: izini kaybetmek
Anlamı: bir kimse hakkında bilgi alamamak.
Deyim: kan kaybetmek
Anlamı: 1) herhangi bir nedenle vücuttan çok kan akmak: 'Kadın o kadar kan kaybetmiş ki az daha ölecekmiş.' -M. Ş. Esendal. 2) mec. güçsüzleşmek, etkisini kaybetmek.