Asmak anlamı nedir? TDK karşılığı ne demek?
Asmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Asmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Asmak
Anlamlar:
1. Bir şeyi aşağıya sarkacak bir biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak
Özelliği / Tipi / Türü: -e - -i
Örnek: "Lambayı tam pencerenin karşısına astı."
2. Üzerine takınmak, kuşanmak
3. Bir kimseyi boğazından ip vb. geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i
4. Gitmek zorunda olunan bir yere özürsüz gitmemek
Örnek: "Ben inek için oymalarımı bıraktım, dikiş makinesini tamir etmedim, mektebi astım."
5. Görevi olan bir işi özürsüz yapmamak
Asmak hakkında eş anlamlı kelimeler
Asmak eş anlamlısı
asmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : idam etmek
Asmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Asmak zıt anlamlısı
Asmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Asmak ile ilgili 11 örnek cümle
"Asmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Asmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Tabloyu duvara asmak için çivi gerekiyor
2. Cellat, mahkûmu asmak için ilerledi
3. Bugün okulu asmak geliyor içimden, bana katılır mısın?
4. Adam dinlemiyor, asıp kesmekten çekinmiyor
5. Asıp kestiğine bakma sen, bizi korkutmak istiyor
6. Bu dağı aşmak bir gün sürer
7. Dağlar, yollar aşıp gelen arabamız, kente girişte bozuldu
8. Toplantı üç saati aşmıştı
9. Devletin geliri giderini aşmaktaydı
10. Beygir kısrağı aştı
11. Ordan aşmak zor olmadı
Diğer dillerde Asmak
İngilizce: Hang
Spanish: Colgar
German: Aufhängen
French: Accrocher
Italian: Appendere
Asmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Asmak hakkında ve içinde Asmak kelimesi geçen, Asmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Asmak ile ilgili deyimler
Aşağıda Asmak hakkında ve içinde Asmak kelimesi geçen, Asmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: acısını bağrına (içine) basmak (gömmek)
Anlamı: bir üzüntüye, sıkıntıya yakınmadan katlanmak.
Deyim: ağır basmak
Anlamı: ağırlık olarak fazla gelmek.
Deyim: ağırlık basmak (çökmek)
Anlamı: 1) gevşeklik ve uyku gelmek; 2) ağır bir hava kaplamak; 3) sessizlik oluşmak: 'Yavaş yavaş bir ağırlık çöktü. Bir sakinlik herkesi kapladı.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: ayağı düze basmak
Anlamı: güçlükleri yenerek ilerisinden korkmayacak bir duruma girmek.
Deyim: ayağını denk basmak
Anlamı: dikkatli ve uyanık davranmak.
Deyim: ayak basmak
Anlamı: 1) bir yere varmak, ulaşmak: 'Bu bahçeye ayak bastığım andan beri toprağın iyiliğini kendimde hissediyordum.' -K. Bilbaşar. 2) girmek, gelmek, uğramak: 'Köy evinin içine ayak basar basmaz, elbette bir saman ve hafif tezek kokusu duyulur.' -S. F. Abasıyanık. 3) mesleğe girmek; 4) bir yere bağlanmak.
Deyim: bağrına basmak
Anlamı: 1) kucaklamak: 'İzmir'den kalkıp Mısır'a kadar beni görmeye, beni okşamaya, beni bağrına basıp sevmeye gelirdi.' -Y. K. Karaosmanoğlu. 2) biriyle ilgilenerek onu koruyup kayırmak, yetiştirmek: 'Sen onu bambaşka duygularla, heyecanlarla bağrına basmak isteyeceksin.' -E. Bener.
Deyim: bağrına taş basmak
Anlamı: sesini çıkarmaksızın her türlü acıya katlanmak: 'Acı çekerdim ama makul bir çocuktum. Bağrıma taş bastım.' -A. Kutlu.
Deyim: (bir şey, bir şeyi) ağır basmak
Anlamı: 1) taşıdığı özellikler üstün gelmek: 'Yerli halıları gördüm; koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu.' -B. R. Eyuboğlu. 2) bir işte gücü ve etkisi üstün gelmek: 'Peki deyişleri de akılları yattığı için değil, korkuları ağır bastığı için oldu.' -T. Buğra.
Deyim: (bir yere) parmak basmak
Anlamı: 1) imza yerine parmağını mürekkebe batırarak bir yere bastırmak: 'Ben bu dileğin altına bilmem kaç kuruşluk pul yapıştırtıp, binlerce yurttaşa parmak bastırtıp yirmi metre uzunluğunda bir dilek kâğıdı olarak size sunabilirdim.' -N. Hikmet. 2) mec. bir konu üzerine dikkati, ilgiyi çekmek: 'Bu arada benim öteden beri gözüme çarpan bir noktaya şimdi parmak basacağım.' -B. Felek.
Deyim: (birine) ateş basmak
Anlamı: kızarmak, sıkılıp başına kan yürümek.
Deyim: (birine) gariplik basmak
Anlamı: yalnızlık çökmek: 'Başka yerlerde bana bir gariplik basıyor.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: (birini) hırs basmak
Anlamı: hırslı duruma gelmek.
Deyim: (birinin) bam teline basmak (dokunmak)
Anlamı: en çok kızacağı şeyi yapmak veya sözü söylemek: 'Firuzan bam teline basıyor, aksi sesler çıkarıyor.' -H. E. Adıvar.
Deyim: (birinin) can damarına basmak
Anlamı: bir işin en önemli yönü üzerinde durmak.
Deyim: (birinin) gırtlağına basmak
Anlamı: birine bir şey yaptırmak için dayatmak veya inat etmek.
Deyim: (birinin) izine basmak
Anlamı: esk. gözden uzaklaştırmayarak ne yaptığını gözetlemek.
Deyim: (birinin) kuyruğuna basmak
Anlamı: birini incitip saldırıda bulunmasına yol açmak, tahrik etmek.
Deyim: cayırtıyı basmak
Anlamı: birdenbire bağırıp çağırmaya başlamak.
Deyim: cin damarına basmak
Anlamı: kişiyi çok sinirlendirecek söz söylemek, çileden çıkarmak: 'İnadıma iş yapmasın, dokunmayım hatırına. Cin damarıma niye basıyor?' -O. Kemal.