Ar ne demek? Kısaca anlamı nedir?
Ar kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Ar hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Ar
Kökeni: "Fransızca are" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. 100 m² değerinde yüzey ölçü birimi
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Bir ar, kenarı on metre olan bir karenin alanıdır."
2. Utanma, utanç duyma
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Kınamazlar güzel sevse yiğidi / Güzel sevmek koç yiğide ar değil"
İçinde Ar geçen birleşik ve kökteş kelimeler: ar belası
3. Argon elementinin simgesi
Özelliği / Tipi / Türü: Kimya
Ar hakkında eş anlamlı kelimeler
Ar eş anlamlısı
ar kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Ar hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Ar zıt anlamlısı
Ar kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Ar ile ilgili 2 örnek cümle
"Ar" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Ar" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Kimileri ar nedir umursamaz
2. On ar kadar bir bağı var
Diğer dillerde Ar
İngilizce: Are
Spanish: Ser
German: Ar
French: Être
Italian: Essere
Ar ile ilgili atasözleri
Aşağıda Ar hakkında ve içinde Ar kelimesi geçen, Ar ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: aba altında er yatar
Anlamı: giyim kuşam kişiliğe ölçü olamaz.
Atasözü: abdala 'kar yağıyor' demişler, 'titremeye hazırım (durmuşum)' demiş
Anlamı: varlıklılar için sıkıntı olabilecek bir durum, yoksullar için söz konusu bile olmaz.
Atasözü: abdalın dostluğu köy görününceye kadar
Anlamı: çıkarı dolayısıyla yakınlık gösteren kimse, işini yürütecek başkalarını bulduğunda sizinle ilgisini keser.
Atasözü: abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır (yolda olur)
Anlamı: çıkarına düşkün kimselerin arkadaşlığı işi bitinceye kadardır.
Atasözü: abdalın yağı çok olursa gâh borusuna çalar, gâh gerisine
Anlamı: varlıklı ama akılsız ve hesapsız kişi malını gereksiz yerlere harcar, telef eder.
Atasözü: acele işe şeytan karışır
Anlamı: düşünüp taşınmadan ivedi olarak yapılan işten iyi sonuç alınamaz.
Atasözü: acı (kötü) söz insanı (adamı) dinden çıkarır, tatlı söz yılanı inden çıkarır
Anlamı: gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir.
Atasözü: acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız olur
Anlamı: koruduğunuz kimsenin sürekli acınmasına izin verirseniz arsız olur, emeğinin karşılığını tam olarak vermediğiniz kişi de hırsız olur.
Atasözü: aç aç ile yatınca arada dilenci doğar
Anlamı: karı koca yoksul olursa bunların çocukları da yoksul olur.
Atasözü: aç domuz darıdan çıkmaz
Anlamı: kötü yaradılışlı aç olan kimse kime, neye zarar verdiğini düşünmeden sadece karnını doyurmaya bakar.
Atasözü: aç elini kora sokar
Anlamı: aç insan, geçimini sağlamak için kendisini her türlü tehlikeye atar.
Atasözü: aç gözünü, açarlar gözünü
Anlamı: yaptığın işlerde uyanık davranmazsan çok kötü durumlarla karşılaşır, gözünü dört açmak zorunda kalırsın.
Atasözü: aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun
Anlamı: yakınlık kurduğumuz kimsenin sağlama olanağı bulunmayan şeyi, ondan beklemeden kendimiz elde etmeye çalışmalıyız.
Atasözü: aç it fırın duvarını deler
Anlamı: aç kimse karnını doyurmak için önüne çıkan engellerin tamamını aşar ve isteğini elde eder.
Atasözü: aç mezarı yoktur
Anlamı: kişi yoksul olabilir, işsiz ve parasız kalabilir ama aç kalmaz, mutlaka bir geçim yolu bulur.
Atasözü: aç ölmez gözü kararır, susuz ölmez benzi sararır
Anlamı: yoksulluk insanı öldürmez ama türlü türlü üzüntü ve sıkıntı içinde yıpratır.
Atasözü: aç tavuk kendini arpa (buğday) ambarında sanır
Anlamı: insanlar, yokluğunu, yoksulluğunu çektikleri şeyler için olmayacak hayaller, düşler kurar.
Atasözü: aç yanında sarpın kurcalanmaz
Anlamı: bir kimsenin yanında, onun çok duyarlı olduğu konuya değinmemek gerekir.
Atasözü: açık yaraya tuz ekilmez
Anlamı: acısı henüz taze olan bir kimsenin üzüntüsü, birtakım söz ve davranışlarla artırılmamalıdır.
Atasözü: açılan solar, ağlayan güler
Anlamı: hiçbir durum olduğu gibi kalmaz, gün gelir tersine döner.
Ar ile ilgili deyimler
Aşağıda Ar hakkında ve içinde Ar kelimesi geçen, Ar ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: a'dan z'ye (kadar)
Anlamı: baştan aşağı, tamamen, tamamıyla, bütünüyle: Evini a'dan z'ye değiştirdi.
Deyim: ablukayı yarmak
Anlamı: kuşatılan bölgeden zor kullanarak dışarı çıkmak.
Deyim: acı (acılar) görmek
Anlamı: kötü günler yaşamak.
Deyim: acısını çıkarmak
Anlamı: 1) acılığını yok etmek: Soğanın acısını çıkarmak. 2) mec. uğradığı maddi veya manevi zararı karşılayacak bir iş yapmak: 'Bunca gecikmişliğe rağmen o günlerin acısını çıkarabilmesine imkân tanımalıydı.' -E. Şafak. 3) mec. öç almak: 'Ustanın kendisini küçük burjuva münevveri diye aşağılık görmesinin acısını çıkarıyor.' -N. Hikmet.
Deyim: açıklar livası olmak
Anlamı: alay işsiz ve kazançsız kalmak.
Deyim: açlıktan gözü (gözleri) dönmek (kararmak)
Anlamı: çok acıkmak: 'Bu akşam açlıktan gözü dönmüş bir hâlde bir evin mutfağına girmişti.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: açlıktan ölmeyecek kadar
Anlamı: çok az: Açlıktan ölmeyecek kadar yiyor.
Deyim: adam içine karışmak
Anlamı: bir topluluğa girmek, kendisine değer verilir olmak.
Deyim: adı var
Anlamı: 1) beklenilen, istenilen özelliklere sahip olmayan; 2) tercih edilecek özelliklere sahip.
Deyim: adımlarını açmak
Anlamı: yürürken hızlanmak.
Deyim: adımlarını seyrekleştirmek
Anlamı: hızlı yürürken yavaşlamak.
Deyim: adımlarını sıklaştırmak
Anlamı: daha küçük ve çabuk adımlar atarak hızlı yürümek, ivmek, acele etmek: 'İnsan böyle bir kokuya sokakta maruz kalsa adımlarını sıklaştırır, arabadaysa camları kapatır.' -E. Şafak.
Deyim: adını çıkarmak
Anlamı: kişi hakkında kötü bir niyetle asılsız söylentiler yaymak: 'Kadın durmadan vır vır eder, yakınır diye adımızı çıkarmışlar.' -A. Erhat.
Deyim: adını ...-ye çıkarmak
Anlamı: bir kişinin sahip olmadığı niteliklerle tanınmasına yol açmak: Adını deliye çıkardılar.
Deyim: affınıza sığınarak
Anlamı: 'hoşgörünüze güvenerek' anlamında kullanılan bir nezaket sözü: 'Affınıza sığınarak malumatınızı da madamdan aldım.' -A. Ümit.
Deyim: ağır yara almak
Anlamı: 1) kavgada veya savaşta önemli ölçüde zarar görmek; 2) bir olayda beklenmeyen sıkıntılı ve olumsuz bir duruma düşmek.
Deyim: ağız aramak (yoklamak)
Anlamı: öğrenmek istenilen şeyi söyletecek yolda dil kullanmak.
Deyim: ağız burun birbirine karışmak
Anlamı: 1) dayak sonucunda yüz yara bere içinde kalmak; 2) yüzde aşırı öfke, üzüntü, yorgunluk vb. durumların izleri görünmek.
Deyim: ağlama duvarına dönmek
Anlamı: herkesin şikâyetini, derdini dinler duruma gelmek.
Deyim: ağza (ağızlara) düşmek
Anlamı: dedikodu konusu olmak.